Bismillahirrahmanirrahim
   
 
  Haberler

İzmirliyiz gavuruz böyle mutluyuz
Habertürk tarih 29.07.2011, 03:54 (UTC)
 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İzmir gezisinde 104 yaşındaki bir yaşlıyı ziyaret etmesi sırasinda evlerine Türk bayrağı asan iki kadın, "İzmirliyiz gavuruz" ve "Böyle mutluyuz" yazılı iki döviz açtı.
(haberin resmine sitenin galeriler kısmından bakabilirsiniz)
 

mason zeki alasya'dan namaz düşmanlığı
haberler tarih 29.07.2011, 03:09 (UTC)
 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin açılış töreninde konuşan Zeki Alasya namaz ibadeti ile ilgili şok sözler söyledi.

30. Uluslararası İstanbul Film Festivalinin açılış töreninde ödül alan oyuncusu Zeki Alasya Emek Sineması açılışından konuyu namaza getirmeyi başardı. Zeki Alasya, ‘Emek sinemasının sahnesinde namaz kılınacaks…a hiç açılmasın daha iyi’ dedi. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan 30. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin açılış töreninde yaşam boyu onur ödülünü alan Sinema ve tiyatro oyuncusu Zeki Alasya Emek Sineması’nın açılışıyla ilgili ilginç bir yorum yaptı. Alasya, ödülü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, ‘Emek sinemasının sahnesinde namaz kılınacaksa hiç açılmasın daha iyi’ dedi.( kendisi 27.derece masondur)
 

Helal İnternet'le aynı uygulama
Haber Türk tarih 27.07.2011, 03:51 (UTC)
 HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ
SELİN KUNT
skunt@haberturk.com

İnternet Kurulu'nun geçen hafta yayınladığı raporun (Raporla ilgili yazı için tıklayınız) ardından Alternatif Bilişim Derneği de bir değerlendirme yayınladı. Değerlendirmede İnternet Kururlu'na çeşitli eleştiriler yöneltildi. Yazılı açıklamada şöyle denildi “BTK Kurul Kararı ile 22 Ağustos'ta yürürlüğe girecek, devlet eliyle merkezi filtreleme sistemi hakkında İnternet Kurulu (İK) değerlendirme ve öneriler paketi yayınladı.

Maalesef rapor, kamuoyunun beklentilerinin çok uzağında olmasının yanı sıra yanıltıcı bilgilerle dolu. Kamuoyu öncelikle şunu bilmelidir ki, derneğimizin ve ilgili birçok STK'nın katılımıyla gerçekleşen İK toplantısında ortaya konulan hemen tüm fikirler göz ardı edilmiştir. Hepimizin ortak fikri devlet eliyle merkezi filtrenin kesinlikle kabul edilemeyeceği, yapılan düzenlemenin her açıdan problemli olduğu ve derhal geri çekilmesi gerektiğiydi. Fakat İK'nın önerisi düzenlemenin yeniden yazılması ve merkezi filtreleme sisteminin devam etmesi yönündedir. Bu kabul edilemezdir.”

Konuyla ilgili detaylı bilgi almak üzere dernek üyelerinden ve değerlendirmeyi hazırlayan kişilerden Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi Dr. Özgür Uçkan'la görüştüm.



- İnternet Kurulu'nun raporu ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?

- Alternatif Bilişim Derneği'nin konuyla ilgili açıklamasına bir üyesi olarak zaten benim de katkım oldu. O değerlendirmedeki tüm görüşlere katılıyorum. İnternet Kurulu'nun raporunun ilk bölümü diğer site örnekleri ile ilgili, ülkelerle ilgili çok ciddi maddi hatalarla dolu basın duyurusunda da biz bunları tek tek belirttik.



- Bunu yetkililer daha önce de dile getiriyordu hatta bu konuda Bilişim Hukuku uzmanı Doç. Dr. Yaman Akdeniz’le de görüştüğüm bir yazı yazmıştım. (İlgili yazı için tıklayınız).
Başka yererde de bu tarz bir örneklemenin doğru olmadığı ile ilgili haberler yapılmıştı. Yine de bu şekilde bir örnek verilmesi şaşırtıcı.

- Yani açıkçası ben bunu çok da iyi niyetli görmüyorum, bana biraz dezenformasyon çalışması gibi geliyor. Kaynak olarak gösterdikleri OECD raporunda çok açık bir biçimde "Filtre" ile "Erişim engelleme"yi birbirlerine karıştırmışlar. Yani şimdi herhangi bir içerikten bahsetmiyoruz, Avrupa ülkelerinde içeriği engellenen konular bellidir; Çocuk Pornografisi ve Irkçılık bunun dışında da başka bir şey yok. Zaten bu filtre de değil bu erişim engelleme. Fakat bizde böyle bir durum yok.

Bizde merkezi filtre var. Merkezi filtre bahsedilen bu ülkelerin hiç birinde yok. Avrupa güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) raporunda da çok net gösteriliyor bu, Türkiye AGİT bölgesinde (56 ülkeden oluşuyor) devlet eliyle merkezi filtre uygulamaya kalkan illk ve tek ülke.



HELAL İNTERNETLE AYNI UYGULAMA

- Avustralya bir ara denemişti ama başaramadı

- Evet geri çektiler. Gelen tepkiler nedeniyle geri çekildi proje. dünyada bunun örnekleri Çin, Suudi Arabistan ve İran. İran'daki Helal İnternet ile bunun aslında hiçbir farkı yok.

Dolayısıyla İnternet Kurulu'nun raporu son derece yanıltıcı bir rapor. Artı öneriler konusunda da hiç net değil.



-Olumlu bir şey yok mu peki?

- Olumlu olanları da var mesela Yurtiçi Profili'nin kaldırılması tabi ki mantıklı bir hareket.



- Evet mesela daha önce kişiselleştirme olmayacaktı şimdi filtrenizde ayar yapılabilecek olması durumu ehveni şer statüsüne getirdi.

- Yani burada çok önemli bir durum var, devletin bu filtre içeriklerine kesinlikle karışmaması gerekiyor. bunun devlet eliyle topyekun bir şekilde uygulanmaması gerekiyor.

Filtre dene şey böyle elle yapılabilecek bir şey değil, "Akıllı tanıma sistemleri"yle yapılabilecek bir şey. Şu an gayet güzel çalışan filtre sistemleri var piyasada.





VERGİLERİMİZ NEREYE GİDİYOR?

- Merkezi filtre yerine bu tarz programlar da kullanıcıya önerilebilir ya da sunulabilirdi, isteyen alsın kullansın diye.

Şunu özellikle belirtmek gerekiyor BTK Evrensel Hizmet Fonu altında bizim vergilerimizden acayip para kesiyor. Bu paraların nereye gittiği meçhul. Çok istiyorlarsa insanların korunmasını İSS'lere verilmek üzere bir fon yaratırlar, onlara verirler, İSS'ler de adam gibi profesyonel filtreleri kullanıp bunu kullanıcılarına ücretsiz sunarlar. Bu gayet mantıklı bir çözümdür.

Dolayısıyla insanlar da gönüllü olarak bunları seçecekleri için, bilerek isteyerek, karar vererek tercih edecekleri için ortaya sansür gibi bir konu çıkmaz.

Ben bu yüzden yetkililerin iyi niyetini sorguluyorum. Bence dertleri başka. Yani internet kafelere uygulanan filtre programlarını biliyoruz, buradaengellenenler arasında acayip politik siteler var. Mesele sadece ahlak korumak falan değil. Bu konuda çok net olmaları gerekiyor.

Ayrıca şunu da anlamıyorum, Mayıs'ta İnternet Kurulu hepimizi topladı, orada oturduk konuştuk oradan çıkan çok net bir karar vardı. (Bu toplantıyla ilgili yazı için tıklayınız).



- Evet ben de katılımcılardandım, kararlar çok netti

- Bunları bu rapora niye yansıtmıyorlar? O zaman bizimle niye konuşuyorlar? O zaman da bunu söylemiştim "Bu makyaj operasyonudur" diye nitekim haklı çıktım.



- En çok kafa karıştıran konulardan biri de filtrenin sansür olup olmadığı. İsteyen seçer şeklinde sunulan bir uygulamada sansür bunun neresinde diye sorular geliyor

- Sansür şurada, bu elle yapılan bir filtre olacak; beyaz listeler kara listeler var. Uluslararası düzeyde bu çok tartışılıyor mesela ABD'de mesela kamusdal erişim noktalarında filtre uygulanıyor ve bu filtreler bir çok kez itiraz konusu oldu. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği, Elektronik Ufuklar Vakfı bunları defalarca Anayasa Mahkemesi'ne taşıdı. Şöyle bir şey var mesela 'sex' sözcüğünü filtreliyorsunuz e peki insanlar en basiti AIDS hastalığı konusunda nasıl bilgi alacak, araştırma yapacak?

Bu tek tipleştirme, kendi ahlak anlayışlarını dayatma ihtiyacı. Şimdi bu son önerilerle birlikte diyelim ki standart profil olmayacak, insanlara bu arayüz dayatılmayacak. Ama konu şimdi de Aile Profili dene filtrenin içeriği konusunda kim nasıl bir karar verecek?



- Ama burada da İSS'le olan anlaşmana onun sunduğu hizmete bağlı olarak modifikasyona izin verileceği söylendi. İstediğin kişiselleştirmeyi yapabilirsin deniyor.

- Bu çok müphem bir konu. burada çok açık bir şey var internet gibi son derece dinamik bir ortamda bu iş elle yapılamaz. bunun profesyonel çözümleri vardır ve bu ancak böyle çözümlerle yapılabilir. Bahsettiğim çözümlerde de modifikasyonları yapabiliyorsunuz, çocuk ne kadar küçükse güvenlik seviyesini o kadar yükseltebiliyorsunuz ki buna rağmen bu da kesin bir çözüm değil.



- Öte yandan 1 aydan az bir zaman kaldı şahsen tüm hazırlıklar nasıl tamamlanacak merak ediyorum.

- Başka bir konu daha var. Bana İnternet Kurulu BTK'nın PR koluymuşçasına çalışıyor gibi geliyor. Bana göre bunlara zaten çoktan karar vermişler, bir şekilde geri adım atıp, uluslararası baskılardan da yılıp olayı başka bir şekilde çözmeye karar vermişler. Bunu

da İnternet Kurulu eliyle yapıp biraz STK desteği varmış gibi göstermeye çalışıyorlar gibi bir izlenim edindim ben.

Şunun çok net ortaya çıkması lazım İnternet Kurulu'nun raporu STK desteği almış bir rapor değil, sadece ve sadece bir imaj operasyonu.



ABD APTAL MI Kİ ELLE FİLTRE YAPMIYOR?

- Gözardı edilen bir şey var ki bugün ebeveynler cep telefonundaki basit bir ayar için bile çocuklarından yardım istiyor. Peki bu ebeveyn bu çocuğu nasıl kontrol edecek filtreyle. Bu çocuklar hepimizden çok daha ileride teknoloji konusunda; teknolojinin içine doğdular.

- Zaten teknik olarak da çalışacak bir sistem değil bizde uygulanacak olan, sonuç vermeyecektir. O yüzden eğitim ve bilinçlendirme yasaklardan çok daha önemli.

ABD internetin doğduğu yer bu adamlar bilmiyor mu böyle bir sistemi yapmayı? bu adamlar aptal mı? ama bizden başka kimse elle yapmaya oturmuyor? Sonuçta onlar bu işi bilmediklerinden yapmıyor değiller, işlemeyeceğini bildiklerinden yapmıyorlar.





İNTERNET ERİŞİMİ TEMEL İNSAN HAKLARINA EKLENDİ

- Yalnız unutulmaması gereken bir konu var; kanunlar belli. Nihayetinde kanunu uygulamakla, orada belirtilen kurallara bağlı kalmakla yükümlü değiller mi?

- Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi karar aldı internet erişimini temel insan haklarına eklediler. Yani arttık hem İnsan Hakları Beyannamesi’nde hem Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde internet erişimi temel hak olarak yer alıyor. Biz de bunu iç hukukumuza uyarlamakla yükümlüyüz. Sadece bu bile 5651 sayılı yasanın iptalini gerektirir.

 

Dünyanın aradığı mezar Denizli'de bulundu!
Haber türk tarih 27.07.2011, 03:50 (UTC)
 Denizli'de, Hierapolis antik kentindeki kazı heyetinin başkanlığını yürüten İtalyan profesör Francesco D'Andria, 4 kutsal kitaptan biri olan İncil'de adı geçen ve Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan St. Philippus'un mezarını bulduklarını açıkladı.

Prof. D'Andria, gazetecilere yaptığı açıklamada, Pamukkale'deki Hierapolis antik kentinde kazıların devam ettiğini, 2 Temmuz'da başladıkları çalışmalarda Hz. İsa'nın 12 Havarisi'nden biri olan Aziz Philip'in kutsal eşyalarını saklamak üzere inşa edilen kilisede bulunduklarını anlattı.

D'Andria, kazılarla ilgili şu bilgileri verdi:

''Yıllardır Philippus'un mezarını bulmak için çaba harcıyoruz. Bugüne kadar Philippus'un mezarı Şehitlik Tepesi'nde olduğu sanılıyordu. Bu bölgede yaptığımız jeofizik araştırmalarda mezarın izine rastlayamadık. Bir ay önce Şehitlik Tepesi'ndeki Philippus Kilisesi'nin 40 metre yakınında yeni bir kilise kalıntısı bulduk. Burada yaptığımız kazılarda Hz. İsa'nın havarilerinden Philippus'un mezarını bulduk. Henüz mezarı açmadık. Ama bu mezar bir gün mutlaka açılacak. Bu buluş Hristiyan dünyası ve arkeoloji için çok önemli. Hristiyanlar buraya hacı olmaya gelecek.''

Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan St. Philippus'un Hristiyanlığı yaymak için Hierapolis'e geldiğini ve Romalılar tarafından öldürüldüğünü hatırlatan D'Andria, Philippus'un mezarına bir ay önce buldukları kilisenin kalıntısını temizlerken rastladıklarını belirterek, şöyle devam etti:

''Yapısı ve yazıtlardan mezarın St. Philippus'a ait olduğu anlaşılıyor. Hz. İsa'nın 12 havarisinden biri olan St. Philippus şehit kabul edilir. Bu nedenle adına yaptırılan Şehitlik Tepesi'ndeki kiliseye de 'Martyrion' denilir. Arkeologlar yıllardır, Philippus'un mezarının bu kilisede olduğunu düşündü. Ama mezarın izi bulunamamıştı. Bir ay önce bulduğumuz kilise kalıntısını temizlerken mezara rastladık ve görkemli mezarı ortaya çıkardık.''

D'Andria, yaptıkları inceleme sonucunda Philippus'un mezarının Bizans dönemine rastlayan 5. yüzyılda adına yaptırılan kiliseden çıkarılıp, yeni buldukları mezara nakledildiğini belirlediklerini söyledi.

Prof. D'Andria, ''Bu buluş bize büyük heyecan verdi. İncil'de adı geçen ve Hristiyan camiası için çok önemli olan Philippus'un mezarının bulunması tüm dünyada ses getirecek. İnanç turizmi, arkeoloji ve Hristiyan dünyası adına önemli bir yapıtı ortaya çıkardık, mutluyuz'' diye konuştu.
 

İçerideki uzman çavuştan kan donduran ifadeler!
habertürk tarih 27.07.2011, 03:48 (UTC)
 ayata Dönüş Operasyonu’nun “Tufan” adı konulduğu ortaya çıkan Bayrampaşa Cezaevi’ne yönelik ayağında, ilk kez operasyonda görev alan bir asker, mahkumların güvenlik güçlerince kasıtlı bir biçimde yakıldıklarını söyledi.

Milliyet gazetesinin haberine göre, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren Uzman çavuş şunları söyledi: “Uzun süredir teşkilat içinde bulunuyor olmama rağmen daha önceden hiç görmemiş olduğum özel otomatik tabancalar ile tutuklu ve hükümlülere karşı müdahale yapılmıştır. Bayan tutukluların bulunduğu koğuştan kapılara vurulmak suretiyle, teslim olmak istediklerini, dışarıya çıkmak istediklerini, kapıyı açmamızı istediler, fakat amirlerimizden herhangi bir emir almadığımız için bu duruma müdahale edemedik. İtfaiye de müdahale etmedi. Rütbeli arkadaşlar, yangından korunmak için yaş battaniye attıklarını söylediklerini ancak battaniyeleri suya değil, yanıcı maddelere batırdıklarını anlattı.”

Daha önce, Taraf gazetesine giderek, operasyonda yaşadıklarını anlatan ve o tarihten bu yana ifadesi alınmayan A.S. adlı eski uzman çavuşun ifadesi, Bayrampaşa Cezaevi’ndeki katliamdan 10 yıl sonra açılan dava kapsamında alındı. Operasyonun “Tufan” adı verilen, 12 mahkumun öldüğü Bayrampaşa Cezaevi ayağına ilişkin 10 yıl sonra açılan davaya bakan Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin talimatı doğrultusunda, Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ifade veren A.S., şunları anlattı: “Cezaevinde mahkumlara karşı ilk müdahaleyi Ankara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı Birliği’nden (JÖAK) gönderilen ve tam olarak nereden geldiğini bilmediğim başka personel de dahil olmak üzere, ateşli silahları kullanmak suretiyle müdahale etmişlerdir. Bildiğim kadarıyla ilk müdahale esnasında koridorda gördükleri tutuklu ve hükümlülerin kaçmalarını ve karşı koymalarını engellemek amacıyla ayaklarından vurulmak suretiyle teslim almışlardır.”

A.S., Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesine şöyle devam etti: “Belirtmiş olduğum birlikler tarafından cezaevi duvarları ve tavan betonları delinmek suretiyle koğuşlara mahiyetini bilmediğim ve envanterimizde bulunmayan değişik gaz bombaları ile müdahale edilmiştir.”


"BÖYLE YANMALARA ANLAM VEREMEDİM"
Görevli A.S.’nin ifadesi şu şekilde sürdü: “Operasyon sonucunda çok sayıda özellikle DHKP-C mensubu tutuklu ve hükümlü yanmak suretiyle hayatını kaybetmiştir. Bayanlar dışarıya çıkmak istediklerini, kapıyı açmamızı istediler fakat amirlerimizden herhangi bir emir almadığımız için bu duruma müdahale edemedik. Daha sonra bayan tutuklu ve hükümlüler koğuşlarına gittiler, sesleri geldiği için öyle tahmin ediyorum, kısa bir süre sonrada koğuşlarında yangın çıktı. Biz de İstanbul İtfaiye Müdürleri ekipleri de herhangi bir müdahalede bulunmadılar. Operasyon sona erdiğinde ve koğuşa girdiğimizde kadın mahkumların sayısını tam olarak hatırlamıyorum, gördüğüm kadarıyla koğuş içinde üç ayrı noktada kömürleşmiş derecede yandıklarını ve hayatlarını kaybettiklerini gördüm.

İlk etapta bu derecede yanmaya bir anlam veremedim, çünkü koğuşta sadece yatak ve yorgan vardı ve yanan şahıslar yatak ve yorganlardan uzak noktalarda hayatlarını kaybetmişlerdi.”

"BENZİNLİ BATTANİYE"
A.S. ifadesine şöyle devam etti: "Operasyondan uzun yıllar sonra değişik birliklerde karşılaştığım ve şu an ismini hatırlamadığım bazı rütbeli arkadaşlar operasyon esnasında JÖAK da görev yaptıklarını ve koğuşta yangın çıktıktan sonra yardım isteyen tutuklu ve hükümlülere ‘sizi kurtarmak için yaş battaniyeler atıyoruz, bunlara sarılın ve kendinizi koruyun’ diyerek battaniye attıklarını, fakat battaniyelere su değil, yanıcı madde dökerek bu şekilde attıklarını ve yanmayı hızlandırdıklarını sohbetimiz esnasında beyan etmişlerdir. Bütün hayata son verici veya yaralayıcı müdahaleleri JÖAK ve dosyada adı geçen birlikler tarafından gerçekleştirilmiştir."
 

Tv oyuncusu Cami yapılmasına karşı !
televiyon gaetesi tarih 26.07.2011, 05:24 (UTC)
 Eski camilerin yeterli olduğunu iddia eden dizi oyuncusu Yıldırımlar, yeni camilerin yapılmasına karşı...

Habertürk’te yayınlanan ’Kısa Devre’ programına konuk olan ve bir televizyon kanalında yayınlanan diziyle tanınan Bennu Yıldırımlar, bir süredir kapalı olan Atatürk Kültür Merkezi’nin yeniden yapılandırılması için boşaltılmasına tepki verdi.

Yıldırımlar, 2010 yılında ’Kültür Başkenti’ olacak İstanbul gibi bir şehirde bir değil çok daha fazla AKM gibi kültür merkezlerinin olması gerektiğini belirterek "Bu tip yüksek sanat izlemek için bir tane yerimiz var. Operaya, baleye, senfoni orkestrasını dinlemeye gitmek için! Bizim bir tane İstanbul’da böyle yerimiz var. İstanbul, 2010’da Kültür Başkenti olacak. Yani Atatürk Kültür Merkezi gibi 10 tane 15 tane yer yetmez! Bence daha fazla yapılsın, cami yapılacağına. Eski camilerimiz bize yeter ve estetik duyguları da çok güzel. Bu kadar çok caminin olduğu yerde.." diye konuştu.
 

<- Geri  1  2  3  4  5  6  7  8 Devam -> 
Duyurularımız
 

DUYURU PANOMUZ


YORUMLARINIZI BEKLİYORUZ!




ferdicoker

saat
 



Bismillahirrahmanirrahim.com

Hava Durumu
 
Bismillahirrahmanirrahim
 
online
 
 
bugün 4 ziyaretçi (15 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol