Bismillahirrahmanirrahim
   
 
  Haberler

İmam Hamanei'den Mehdilik Açıklaması
Tevhid Haber tarih 31.07.2011, 03:43 (UTC)
 İmam Hamanei'den Mehdilik Açıklaması
İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei önceki gün Mehdeviyet alanında uzman çok sayıda üniversite öğretim üyesi ve yazarlardan oluşan bir topluluğa hitaben konuşma yaptı.
10 Temmuz 2011 / 11:00
Reklam

FHA- Mehdilik konusunda uzmanlaşan öğretim üyeleri ve yazarlarla görüşen Ayetullah Hamanei, bekleyişin Mehdilik konusunun ayrılmaz bir parçası olduğunu belirtti.

Mehdilik konusunda alimane çalışmaların gerçek uzmanlarca yürütülmesinin şart olduğunu belirten Ayetullah Hamanei, bu süreçte cahilce ve muteber olmayan ve sırf hayal ve kuruntulara dayanan çalışmalardan uzak durmak gerektiğini vurguladı.

Konuşmasında Mehdiliğin önemine vurgu yapan Ayetullah Hamanei, Mehdilik inancı olmadığı takdirde peygamberlerin tüm çabalarının boşa gitmiş olacağının altını çizdi.

Hz. Mehdi'yi bekleyen kimsenin bekleyiş sırasında gerekli olan özelliklerini geliştirmesi gerektiğini belirten Ayetullah Hamanei öte yandan,bekleyiş süresini asla, uzun veya çok kısa olması gerektiği şeklinde algılamamak gerektiğini ifade etti.

Ayetullah Hamanei, tarih boyunca bazı şahısların zuhur işaretlerinin kendileri veya başkaları ile örtüştüğünü ileri sürdüğünü, bunun yanlış ve sapkınlık olduğunu vurguladı.

Hamanei, konunun önemine dikkat çekerek tarih boyunca enbiyanın sürdürdüğü mücahede ve hareketlerin hedefinin tevhide ve adalete dayalı bir dünya kurulması ve insanın tüm potansiyellerinden yararlanılması olduğunu hatırlattı ve Hz. Mehdi'nin zuhuru döneminin ise birey ve toplum hayatının çeşitli boyutlarında tevhid, maneviyat, din ve adaletin gerçek hakimiyetinin sağlanacağı bir dönem olduğunu belirtti.

Ayetullah Hamenei, Mehdeviyet konusunun diğer ilahi dinlerdeki konumuna değinerek şunları söyledi: 'Tüm ilahi dinlerde yaklaşık olarak Mehdeviyet hakikati hakkında genel açıklamalar yer almaktadır. Ancak İslam'da bu konu kesin rivayetlere sahiptir. İslam mezhebleri arasında da Şia, Mehdeviyet meselesini çok dakik, net ve ayrıntılı olarak incelemiş olup, beklenen şahsiyetin kişiliği ve ailesiyle ilgili ayrıntılı bilgileri Şia ve başka mezheblerden devşirilen muteber ve belgesel rivayetlere dayanarak ortaya koymaktadır. Bu intizar, yaşayan hakiki bir ferdin beklenilmesi anlamındadır ve insanın ruhi ve sosyal açılardan hazırlıklı olması gibi bazı gereksinimler ve özel şartlar içermektedir.'

İslam İnkılabı Rehberi konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Bekleyiş dönemindeki bir ferd, intizar döneminin özel şartları ve özelliklerini daima muhafaza etmek zorundadır. Ancak hiç bir zaman zuhurun çok uzak ya da çok yakın bir zamanda gerçekleşeceğini sanmamalıdır. İmam Mehdi'nin zuhur dönemi, tevhidin egemenliği, adalet, hak, ihlas ve yaratıcıya kulluk çağıdır. Bu yüzden intizar içindeki insanlar da kendilerini bu özelliklere yakınlaştırmalı ve mevcut durumla yetinmemelidirler.'

İnkılap Rehberi bu alanda cehalet ve vehimlere dayalı anlayış ve eylemlerin tehlikeli olduğunu belirterek, kendilerini beklenen kurtarıcı sanan kimi yalancıların, müslüman halkı hakikatlerden saptırdıklarını söyledi.
 

Siyonist Siteden İran İtirafı
Tevhid Haber tarih 31.07.2011, 03:27 (UTC)
 Siyonist Siteden İran İtirafı
Siyonist rejim istihbarat kaynaklarına yakınlığı ile bilinen DEBKA internet sitesi, İran'ın Amerika'yı vuracak füzeler üreteceğini yazdı.
05 Temmuz 2011 / 14:51
Reklam

DEBKA'nın, İran İslam Cumhuriyeti Devrim Muhafızları Ordusu komutanlığı tarafından gerçekleştirilen son füze denemeleri ile ilgili yaptığı haberinde, İran'ın karadan karaya uzun menzilli ve çok hızlı üç yeni füzenin üretimi üzerinde çalıştığını yazdı.

DEBKA'nın haberine göre bu füzeler şunlar:

1- 3.200 ile 4.000 km menzilli Sahab 4 füzesi

2- 2.500 km menzilli Siccil füzesi

3- 3.000 km menzilli Ashura Ghadr 110 A füzesi

Haberde, İran'ın Ashura Ghadr 110 füzeleri ile Avrupa'nın merkezlerini rahatlıkla vurabileceği, bunun yanı sıra İran'ın kıtalar arası hedefleri vurabilecek 5.000 km menzilli Shahab 5 ile 10.000 km menzilli Shahab 6 füzelerini üretmek üzere olduğu bu füzeler ile bütün Amerika'yı vurabileceği belirtiliyor.

Diğer yandan, İran İslam Cumhuriyeti'nin ayrıca Kavoshgar-5 roketleri ile uzaya maymun göndereceği belirtildi. İran'ın şubat 2009 tarihinde 27 kg taşıyabilen Omid uydusunu gönderdiği, İran Uzay ve Havacılık Dairesi'nin uzaya göndermeyi planladığı yeni roketlerin ise 330 kg taşıma kapasitesine sahip olduğu, böylelikle, İran'ın gezegenin her noktasına nükleer füze gönderme aşamasına geldiği belirtildi.

DEBKA, İran'ın iki buçuk yıl önce Omid uydusunu uzaya göndermesinin ardından İsrail ve ABD füze ve istihbarat uzmanlarının Başkan Obama'yı uyararak, Tahran'ın çok tehlikeli bir teknolojik aşamaya geldiğini, İran'ın böylelikle nükleer cepheyi dalıp geçebilecek durumda olduğunu bildirdiklerini yazdı.
 

İsrail, Eylül'de İran'ı Vuracak'(mış)
Tevhid Haber tarih 31.07.2011, 03:26 (UTC)
 'İsrail, Eylül'de İran'ı Vuracak'(mış)
Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CIA'nın eski ajanı Robert Baer,
16 Temmuz 2011 / 17:57
Reklam

Bear'ın Los Angeles'te bir radyoya yaptığı açıklamasında dile getirdiği iddialar, İsrail basınına da yansıdı.

21 yıl süreyle Lübnan ve Suriye dahil Ortadoğu bölgesinde çalıştığı bildirilen Baer, söz konusu iddiasıyla ilgili herhangi bir kaynak belirtmedi. Ancak, İsrail'in İran'ı vuracağını söylerken, Mossad'ın eski Başkanı Meir Dagan başta olmak üzere, diğer eski güvenlik kurumları yetkililerinin, Netanyahu'nun bu konuda kararlı olduğu yolunda, İsrail kamuoyuna yaptığı uyarılara atıfta bulundu.

Dagan, Mossad'ın başkanlığından ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalarda, İsrail'in İran'a saldırısına karşı çıkmış; İran'ın nükleer tesislerine yapılacak bir saldırının bölgesel bir savaşa yol açabileceğini, bu savaşın içine Hizbullah ve Suriye'nin de girebileceğini belirtmişti.

"Bütün bunlar bize neredeyse kesine yakın bir şekilde, Netanyahu'nun (İran'a) saldırmayı planladığını anlatıyor" diyen eski CIA ajanı, kendi tahminine göre, böyle bir saldırının "Filistin devletinin eylül ayında oylanması öncesi" olacağı öngörüsünde bulundu ve Netanyahu'nun ABD'yi çatışmanın içine çekmeyi umut ettiğini de dile getirdi..

Robert Baer, İsrail Hava Kuvvetleri'nin, Natanz ile birlikte diğer birkaç nükleer tesisini de vuracağını iddia etti.

İranlıların da buna karşı Basra veya Bağdat, nerede olabilirse karşı saldırıya geçeceğini ve böylece ABD'nin de İran hedeflerini vurmaya zorlayarak çatışmanın içine çekileceğini iddia etti.

Baer, "Özel birliklerimiz, halen Irak'ta ve (İran'daki) sınır boyunca vuracağımız İran hedeflerini inceliyorlar. Burada bizi bekleyen, topyekun bir savaş yerine, bir tırmanma. Bu bir kabus senaryosu. Ortadoğu'da böyle bir savaşı yürütebilecek sayıda askerimiz yok" diye konuştu.

ajanslar
 

İran'ın Onurlu Tavrı Siyonistlerin Gözüne Battı
Tevhid Haber tarih 31.07.2011, 03:24 (UTC)
 İran'ın Onurlu Tavrı Siyonistlerin Gözüne Battı
İran İslam Cumhuriyeti sporcularının Olimpiyat yarışmalarında siyonist rejimi protesto etmelerine Dünya Yahudi Kongresi'nden öfkeli tepki.
27 Temmuz 2011 / 17:35
Reklam

Yahudi Kongresi İranlı sporcuların, İsrailli sporcuları boykot etmeleri sora erinceye kadar olimpiyatlara ve diğer uluslararası spor karşılaşmalarına katılmasının yasaklanmasını istedi.

Dünya Yahudi Kongresi Başkanı Ronald Lauder, İranlı sporcuların tavrının sportmenliğe yakışmadığını ve anti semitizm koktuğunu söyledi.

İran'ın sporu politize ettiğini ileri süren Lauder, bu tutumun “utanç verici” olduğunu ileri sürerek “Çoktandır devam etmekte olan boykotunu kaldırmazsa, İran'a güçlü bir sinyal göndermenin zamanı geldi; İranlı atletler gelecek yıl Londra'da düzenlenecek olan oyunlar gibi büyük uluslararası karşılaşmalara katılamayacaklar. Bu türden bağnazlıklar artık son bulmalı, Tahran, İranlı sporcuların İsrailli sporcuları boykot etmeyeceği mesajını açıkça vermeli” dedi.

İranlı sporcular uluslararası spor karşılaşmalarında, siyonist rejimin varlığını tanımadıkları için İsrailli sporcularla yarışmaya boykot uyguluyor.

Son olarak Dünya Yüzme Şampiyonası'nda İranlı bir yüzücü, İsrailli yüzücü Gal Nevo ile yarışmaya girmeyeceğini açıklayarak İsraillileri boykot etmişti. Aynı yüzücü 2008 Olimpiyatları'nda da İsrailli yüzücüyü boykot ederek yarışmalardan çekilmişti

velfecr.
 

Mısır'da İslamcılar Yeniden Ayaklanıyor
Tevhid Haber tarih 31.07.2011, 03:23 (UTC)
 Mısır'da İslamcılar Yeniden Ayaklanıyor
29 Temmuz 2011 Cuma günü Mısırlı Müslüman devrimciler Tahrir Meydanı'na iniyor...
27 Temmuz 2011 / 13:25
Reklam

11 Şubat'ta Mübarek'in devrilmesiyle başlayan devrim süreci devam ediyor. Mısır'lı muhalif kesim arasında ana gövdeyi oluşturan İslami hareketler'in geçtiğimiz aylarda yapılan referandumdan zaferle çıkmasının ardından liberal ve sol muhalefetin İslamcılara yönelik başlattığı olumsuz kampanyaya karşı bir cevap niteliği bulunuyor.

Eylül ayında yapılması planlanan genel seçimlere bir çok siyasal parti ile katılacak olan İslami kesimlerin öncülüğünü İhvân-ı Muslimîn hareketi yapıyor. Seçimler öncesi "Mısır'ın şeriat devletine dönüştürülerek diğer kesimler üzerinde yeni bir diktatörlüğün kurulacağı" iddiasını yaygınlaştıran liberal-sol çevreler Mısır ordusuyla birlikte çeşitli şiddet eylemlerine imza atmışlardı.

İhvân sözcüleri, bu kara propaganda ve provakasyonların sebebini, ülke çapında İhvân'ın iyi örgütlenmesi ve halk nezdinde taban bulmasına karşın liberal-sol çevrelerin bu konudaki yetersizliklerine bağlıyorlar. Yapılacak seçimlerde İslami kesimlerin zafer kazanmasının sürpriz olmayacağının da altını çiziyorlar.

Liberal-Sol çevrelerin boykot ettiği ancak İhvân'ın "Yetmez ama Evet" dediği refendumdan %77 oranıyla evet sonucu çıkması da bu değerlendirmeleri kuvvetlendiriyor. İhvân'a yakınlığıyla bilinen iki parti kuruldu: “Hürriyet ve Adalet” Partisi ve "el-Vasat" ayrıca 18 sufi tarikatı, “İctimai Tesamuh / Sosyal Hoşgörü Partisi” kurarken Selefi Cemaat-i İslâmî de "“Nahda/ Uyanış”, partisiyle seçimlere katılacak.

İslâmî kesimlerin Cuma talepleri:

1- Hüsnü Mübarek Dönemi kalıntılarının yargılanma sürecinin hızlandırılması.

2- 25 Ocak Devrimi esnasında hayatını kaybeden devrimcilerin katillerinin yargılanması.

3- Şuan görevde bulunan ancak önceki dönemle ilişkisi olan görevlilerin istifası

4- Mısır halkının özgür iradesinin ve seçme/seçilme hakkının baskı altına alınmaması.

5- Referandumda %77 oranında yeni anayasa evet diyen Mısır halkının iradesine saygılı olunması ve yeni anayasanın Mısır halkının hassasiyetleri gözetilerek yapılması.

6- İslami hassasiyetlere karşı alternatif olarak getirilmek istenen sol ve liberal söylemleri red.

tımetürk
 

Kudüs ve Aksa'ya Sahip Çıkın
Tevhid Haber tarih 31.07.2011, 03:23 (UTC)
 "Kudüs ve Aksa'ya Sahip Çıkın"
Uluslararası Kudüs Müessesesi, Kudüs ve Mescidi Aksa'ya sahip çıkılmasını istedi
28 Temmuz 2011 / 23:31
Reklam

Uluslararası Kudüs Müessesesi Basın ve Enformasyon İdaresi, işgal altındaki Kudüs kentiyle ilgili ikinci raporunu yayınladı. Raporun, 2011 yılının ikinci çeyreğini kapsadığı bildirildi.

Raporda çeşitli güçlerin Kudüs kentine bakışında herhangi bir değişiklik olmadığı ifade edilirken, üç aylık dönemde Kudüs kentinde yaşanan gelişmelere ışık tutuldu.

Siyonist işgal yönetiminin Kudüs kentini tamamen Yahudileştirme faaliyetini sürdürdüğü ve Kudüs'ü işgal devletinin başkenti gibi sunmaya devam ettiği belirtilen raporda, Arap ve İslam ülkeleriyle uluslararası kamuoyunun işgal rejiminin Kudüs'teki ihlalleri karşısında sessiz kalması eleştirildi.

Raporun birinci bölümünde Kudüs kentini kültürel ve dini açıdan Yahudileştirmek için yürütülen faaliyetlere değinilerek, işgal yönetiminin Mescid-i Aksa'nın çevresinde ve altında inşa ettiği onlarca sözde tarihi mekana ek olarak son dönemde Mescid-i Aksa'ya bitişik yeni bir tarihi Yahudi mezarı açtığı ifade edildi.

Raporun ikinci bölümünde ise Kudüs'ün demografik yapısını değiştirmek için yapılan faaliyetlere işaret edilerek, Siyonist Başbakan Benyamin Netanyahu'nun Amerika Birleşik Devletleri'nden sağladığı mali yardımla Yahudi yerleşim birimi inşasına hız verildiği kaydedildi.

Filistinlileri siyasi düzeyde Kudüs kentini ihmal etmekten sakındıran rapor, Kahire'de imzalanan ulusal uzlaşı anlaşmasının henüz hiçbir şekilde Kudüs kentine yansımadığına dikkat çekti.

Kudüs'ten uzaklaştırılmak istenen milletvekilleriyle Kudüs eski bakanının çektiği sıkıntılara da yer verilen raporda, kentten sürgün edilme tehdidiyle karşı karşıya olan milletvekillerinin sorunlarıyla ciddi olarak ilgilenilmediği belirtildi.

Zamanın Kudüs kentinin aleyhine işlediğine işaret edilen raporda, beklemeyle ve kınamayla geçirilen her dakikada Siyonist işgal yönetiminin kentin Yahudileştirilmesi için yeni bir adım attığı ifade edildi.
 

<- Geri  1  2  3  4  5  6  7  8 Devam -> 
Duyurularımız
 

DUYURU PANOMUZ


YORUMLARINIZI BEKLİYORUZ!




ferdicoker

saat
 



Bismillahirrahmanirrahim.com

Hava Durumu
 
Bismillahirrahmanirrahim
 
online
 
 
bugün 4 ziyaretçi (10 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol